VUSLAT
Bir damlayım rengarenk, şarklı bir suya tutsak,
Bir yanım lahor gecenin derinliğine revan,
Diğer yanım gülbahar demet demet kırmızı,
Ya lale açmalıydı yahut gül, suyun gönülden hasretine,
Vuslatı kanaatlere arz etmek lazım.
Kanat mı fazla çarpar yoksa kalp mi vuslat için diye.
Öyle ya...
Kalp çarpmasa aşkla, çırpar mı kanat vuslat meşkle?
Su, ayna olur gönüle.
Ne var ise sende, dökülür cümle cümle.
Suya, tekneye,
Yol olur, yolculuk olur gönülden gönüle...
Kainatın Rabbi dolarken mütevazi gönüle;
Dökülür yansımalar suyun yüzüne...
Nakış nakış işler eller,
Gönül göz ile işler gülü, laleyi...
Sanmayın ki amadedir sadece eller,
Gönül rehber olunca bütün azalar olur er...
Vuslata erince erenler
Her biri ebruli kuş olur, uçuşur renkler.
Su nakış tutumaz diyenler.
Suyun Ebruya hasretini bilmezler!...
Suya dökülünce renkler,
Binbir türlü harelenir.
Sanki suda yüzen renk bulutu,
Cezbeder gönülleri, cilalar ruhu.
Suya erince erenler,
Elbette serinler gönüller.
Suya dökülünce renkler,
Serpilir tüm güzellikler.
Mecnun olan gönül,
Suyla mesrur olur erince.
Leyla olur desenler tekneye dökülünce...
HÜLYA UŞAN